Petrol Denizinde Kara Göründü


Petrol Denizinde Kara Göründü

 

Petrol zengini ülkelerin yıllardır biraz ihtiyari biraz gayriihtiyari içinden çıkamadığı bir kısır döngü var: Ne zaman petrol fiyatları düşse ekonomilerinin lokomotofinin yeraltı kaynakları olmasından duydukları mutsuzluktan ve aslında petrole bağlı kalmadan diğer sektörlere de yatırımlar yapılması gerektiğinden bahsederler. Fakat petrol fiyatlarındaki bu düşüşe aniden yakalanmışlardır ve gerekli yatırımları yapacak ve halklarına ilgili eğitimi aldıracak ne zamanları ne de paraları vardır. Sonra ekonomileri giderek yavaşlar, Dünya’da petrol arzı azalır, bunun sonucunda da petrol fiyatı dipten dönüp hızlıca artmaya başlar. Yağmur gibi gelen Allah vergisi (!) petrol dolarları devlet hazinelerini yine tıka basa dolduruncaysa bu ülkeler çektikleri sıkıntıları hemen unuturlar. Petrolden başka hiçbir şeyin kısa zamanda bu kadar kazançlı olamayacağından bahsedip ellerindeki sermayeyle petrol kuyuları kazmaya devam ederler.

 

Ama bu kez durum farklı.

Bir varil petrolün fiyatı 2008’de 145 doları gördüyse de aslında son 5 yılda 80 doların üstünü hiç görmedi. 2019’da 66 dolarla 46 dolar arasında gidip geldi. 2020’deyse seneye 60 dolarla başlasa da ortasında 21 dolara kadar düştü. Siz muhtemelen bizde benzin hep pahalı diye farketmediniz.

Şimdilerde 1 varil petrolün fiyatı 50 dolar civarına geldiyse de uzmanlar bu rakamın çok artmasına ihtimal vermiyor.

Bu noktada Arap ülkeleri ekonomik geleceklerini ciddi ciddi düşünmeye başladı.

 

Hidrojenle çalışan uçaklar mı geliyor?

Amerikan Hava Kuvvetleri’nin Florida’da 1950’lerde başladığı ve ismini artık açıkladığı bir proje var: Project Suntan. Suntan, Türkçe’mize güneş yanığı/bronzlaşmış ten olarak çevrilebilir (Böyle Hollywood tarzı kod isimlerin de hastasıyım).

Apix denen bir kasabadaki (kasaba devlet tarafından sadece bu iş için kurulmuş) gübre fabrikasında (fabrika Soğuk Savaş sırasında Rusları atlatmak için bir paravanmış) büyük bir gizlilikle ilerletilen bu projenin amacı hidrojen gazıyla çalışan bir uçak uçurmakmış. Aslına bakarsanız proje büyük oranda da başarıya ulaşmış, çünkü uçak motorları hidrojenle çalışmış. Ancak o dönemin şartlarında hidrojen, depolanması ve taşınması çok zor bir gaz olduğu için bu projeyi belirli bir aşamada rafa kaldırmışlar. Bu uçakları üretmek veya uçurmak çok da akla yatkın olmamış.

 

2019’un en büyük sorunu “Olağanüstü İklim Tehlikesi”ydi.

Biliyorsunuz son yıllarda sıkça dile getirilen ve 2019’da da geleceğimizi tehdit ettiği ve gezegenimizin bazı bölgelerini 100 yıl içinde yaşanılmaz kılacağı savunulan en büyük sorun küresel iklim değişikliydi.

İnsanlar bu soruna “iklim aciliyeti”, “iklim krizi”, “çevresel kaygı”, “çevre suikasti” veya “küresel ısınma” gibi isimler taktılar. Ama bir kişinin yaptığı tanım çok konuşuldu: Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri bu soruna “geleceğimizi belirleyecek sorun” dedi.

Nitekim pandemiden dolayı birçok insanın gözünden kaçtı ama 2020 tarihteki en sıcak yıllardan birisi oldu. Çevre eylemcilerinin, bilim adamlarının ve gazetecilerin en büyük tepkisi karbon dioksit salınımlarına. Uçak yakıtı olarak bilinen kerosenin de tahmin edebileceğiniz gibi karbon dioksit salınımı çok yüksek. Dolayısıyla bir uçağı da kerosen yerine hidrojenle uçurmanın çevreye çok olumlu etkileri olacağı öngörülüyor.

 

Hidrojen motorunun da bir rakibi var: Elektrik motoru.

Elektrikle çalışan arabalar olur da uçaklar olmaz mı? Tabii olur. Aerotec adında Amerikalı bir firma bu yıl Mayıs ayında Washington semalarında elektrikle çalışan 9 kişilik bir uçak uçurdu. Üstelik bu alanda çalışan tek firma Aerotec de değil. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde ticari lisans alabilmek için bugünden sıkıca çalışan birkaç tane daha elektrikli uçak motoru imalatçısı firma var.

Detaylarını internette de bulabilirsiniz, ama Dünya’nın en büyük 2 uçak imalatçısıdan birisi olan Airbus’ın ZEROe diye bir projesi var. Projenin amacı çok net: 2035 yılına kadar dünyadaki ilk sıfır emisyonlu ticari yolcu uçağını üretmek.

 

Petrol bu işin günah keçisi olacak.

İster hidrojenle uçan uçaklar icat edilsin, ister elektrikle uçanlar... Avrupa’da bir sürü ülke çevresel önlemler alıyor ve insanları petrol tüketimindense (rüzgar ve güneş gibi) yenilenebilir enerjilere yönlendiriyor. Dizel otomobiller bir sürü ülkede yasaklanacak, insanlar elektrikli araçları ve hybrid teknolojileri yıllar önce kullanmaya başladı bile. Doğalgazla birlikte kömür çağının sonunun geldiği söyleniyor, kullanılmasına imtina edilen sıradaki enerji kaynağı petrol olabilir.

 

Sizce bizim gördüğümüz bu tabloyu petrol zengini ülkeler görmüyor mu?

Elbette görüyorlar. Belli ki bizlerin petrole olan bağımlılığı (ve sempatisi) günden güne azalacak, dolayısıyla petrole olan talep de azalacak. 2020’de fiyatların düşüşüyle OPEC arzı sınırlandırmıştı. Ama şimdi ekonomisi zora giren ülkeler pastadan daha büyük pay kapmak için üretimlerini artıracaklar. Ve arzın artması da aynı talebin azalması gibi petrol fiyatlarında yine bir düşüşe sebep olacak.

Ülke yöneticileri bir kez daha “Acaba başka sektörlere mi yatırım yapmalıyız?” diye soracaklar. Ve tahmin ediyorum bu kez yapacaklar.

Suudi Arabistan başta olmak üzere birçok Arap ülkesi yeni yatırımlar için finansman arayışına girip planlama yapmayı başladı bile. Tahmin edin yeni yatırımlar hangi sektörlere yapılacak:

Gıda, turizm ve inşaata.

 

Kabak yine teknoloji üretmeyenlerin başına patlayacak.

Yıllardır katma değerli ürün üretmeye uğraşmayıp arsa alıp satarak geçimini sağlayan iş insanlarımız var ya, hani şu üç kuruşa bir konteyner mal gönderenler veya onlarca kat üst üste beton dökenler, işte onlara geçmiş olsun. Bunlar ülkemiz yatırımcılarının çoğunluğu oldukları için dolaylı olarak bizlere de geçmiş olsun. Uluslararası pazarlarda zaten karşımıza binbir zorluk çıkarken sahip olduğumuz bir lüks vardı: En azından bulunduğumuz coğrafyada rakiplerimiz yoktu. Şimdi artık uncularımız Irak’lı uncularla, halıcılarımız Suudi Arabistan’lı halıcılarla veya müteahhitlerimiz Dubai’li müteahhitlerle rekabete başlarlarsa şaşırmayın.

 

Refaha giden tek yol katma değerden geçer.

Üretim, üretim, üretim. İllaki katma değerli üretim.

 

 

 

Business photo created by senivpetro - www.freepik.com