Ekonomi Çıkarımları


Ekonomi Çıkarımları

 

Ekonomik hayata dair gelişmeleri genelde günlük olarak takip ediyorum. Arkadaş çevrelerinde ve aile içerisinde konu açıldıkça yorum yapıyorum ama ben aslında ekonomik öngörüleri (üstelik bir de olumsuzlarsa) uluorta paylaşmayı doğru bulmuyorum. Bunun çok temel bir sebebi var:

 

Nedir bu ekonomi tam olarak?

 

Ekonomi dediğimiz şey aslında bir sistemin içerisindeki tüm kullanıcıların hareketlerinin toplamının doğurduğu sonuçlar. Ekonomi tahmini yapanın (ki aslında “tahmin” burada doğru kelime değil, doğrusu “çıkarım” olmalıdır) hava durumu tahmincisinden farkı şudur: İstediğimiz kadar “yağmur yağacak, kar yağacak” diye bağırıp çağıralım, yağmurun veya karın yağacağı yoksa yağmaz. Yağacağı varsa da biz bağırmasak bile yağar. Ama ekonomik krizler öyle değildir. Ekonominin temelini insan oluşturduğu için ekonomi yapısal olarak insana bağlı ve beşeri etkilere karşı savunmasızdır. Yani bu şu demek: En aydınlık havalarda bile “ekonomik kriz geliyor” diye bağırılmaya başlanırsa ve bu öngörüye (o an için mesnetsiz bile olsa) eğer yeteri kadar insan inanırsa o ekonomik kriz kopar. Buna da kendi kendini doğrulayan kehanet denir. İşte bu sebepten ben insanların çıkıp da ekonomik kriz çığırtkanlığı yapmasını doğru bulmuyorum.

 

Gelin görün ki bir de hayatın gerçekleri var. Yerine getirmek zorunda olduğumuz sorumluluklarımız ve ödememiz gereken faturalarımız var. Eğer gerçekten kapıda bir ekonomik kriz varsa, buna da hazırlıklı olmak krizi en ufak zararla atlatabilmek için şart. Bu sebepten bir süredir kendimce “ekonomi çıkarımları” yapıyorum, bunların bir kısmını ilgilenenlerle de paylaşmak istiyorum.

 

Gelecekten ne bekleyelim?

 

Türkiye ve Dünya ekonomisi üzerine televizyonlarda veya radyoda uzmanlar net yorumlar yapamıyorlar. Çünkü bir hafta iyi göstergelerle karşılaşırken sonraki hafta kötü göstergelerle karşılaşılıyor. Bu değişkenlik ortamında insanlar “kehanette” bulunup kehanetleri tutmayınca da kendilerini “attı ama tutturamadı” seviyesine düşürmek istemiyorlar. Aslında bana göre bu değişken verilere bakarak da bazı net öngörülerde bulunabiliriz:

 

Eğer geleceğe dair göstergeler bir gün iyi bir gün kötüyse, bunun toplamı kötüye işarettir. Kararsızlık ve belirsizlik yatırımcıyı ürküten etkenlerdir. Yatırım yapılabilmesi için ideal ortam geleceğin günlük güneşlik ve berrak olduğu havalardır. İdeal olmasa bile yine de yatırım yapılabilecek ortamlarsa geleceğin – iyi de olsa kötü de olsa – net bir şekilde öngörülebildiği ortamlardır.

 

Bana göre önümüzdeki Aralık ayından itibaren 2022 Temmuz’a kadar (2021 değil, 2022) Dünya ekonomisi soğutulacak. ABD ekonomik olarak Dünya’nın en büyük gücü. Görüyorum ki 2022 ortalarına kadar ABD ekonomisi küçülecek, bunun da gelişmekte olan ülkelere hem olumlu hem olumsuz etkileri olacak. Olumsuz etkileri olacak, çünkü genel olarak ticaret miktarı ve para akışı azalacak. Olumlu etkileri de olacak; çünkü Dünya genelinde faizler sürekli düşüyor ve hatta piyasada eksi faizli paralar dolaşıyor. Bu durum da baktığımızda yatırımcılar için fırsat.

 

Koronadan mı oldu bu?

 

Pandeminin ekonomik krizi tetiklediği söyleniyor. Oysa ben olası bir krizin tek sebebinin pandemi olduğunu düşünmüyorum, bence şimdilerde pandemi bir sürü şeye bahane ediliyor. Pandeminin olası bir krizin doğuşuna en büyük etkisi olsa olsa uçak seferlerinin iptalidir. Evet, çağımız internet alışverişleri çağı ama büyük yatırımların hiçbirisi internetten veya telekonferansla yapılmıyor.

 

İyimser bakacak olursak, pandeminin bugünden itibaren en azından 1 sene daha devam edeceğini düşünüyorum. Evet, inanın bu iyimser bakmış hâlim.

 

Geçenlerde uçakla bir seyahat yaptım ve havalimanından bir yazı yazdım. İstanbul da İstanbul Havalimanı da maalesef çok sakindi. Her ne kadar güvenlik önlemleri ve pandemi önlemleri yüksek seviyedeyse de uçuş seferleri şimdilik çok az sayıda ülkeyle başladı. Pratik olarak insanlar hâlâ istedikleri zamanda istedikleri yere gidemiyorlar. Bu da bizi tek bir sonuca götürüyor:

 

Sadede gelelim

 

İnterneti kullanmayı ve internet satışları yapmayı ve uzaktan çalışmayı/uzaktan eleman çalıştırmayı öğrenmemiz gerekiyor. Hani diyorlar ya “Yeni Normal” diye. Bu yeni normalin ne olduğunu anlayıp buna en kısa sürede adapte olmamız gerekiyor. Uyanık olmamız ve sürekli olarak fırsatları kollamamız gerekiyor. Evet, ekonomi kötüye gidebilir ama bir ekonomi en iyi durumundayken de fırsatlar var, en kötü durumundayken de. Genel hava şartlarının bizi yıldırmasına izin vermiyorsak, genel ekonomik şartların da bizi yıldırmasına izin vermeyelim.

 

Beni dinlerseniz önümüzdeki 2 sene içerisinde sürekli olarak bir kenarda menkul kıymetleriniz olsun. Yatırımlarımızı ev, araba, arsa gibi alanlara değil de gerçek yatırımlara, bize pozitif nakit akışı olarak dönebilecek yatırımlara döndürelim. Bu süreçte döviz ve altın borcumuzun olmaması veya mümkün olduğu kadar az olması da yine bir o kadar önemli.

 

Ayağımızı yere sağlam basmak kaydıyla sürekli ilerlemeye ve çıkan/çıkacak fırsatlara odaklanmamız gerekiyor. Evet, ufukta bir ekonomik kriz var. Ama en kötü krizler de finansal olarak en kazançlı günler de ekonominin doğal unsurları. Bu işin doğası aşağıda göreceğiniz sinüs grafiği gibi. +’lar da var –‘ler de. Bunlardan korkmaya gerek yok, yeter ki hazırlıklı olalım. Ve yeter ki çalışalım, yeter ki üretelim.

 

Bayramınız şimdiden kutlu olsun.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaynaklar:

  • Cansen, Ege. “Yüzde 12 Enflasyonu Nasıl Bildim.” Ege Cansen: Yüzde 12 Enflasyonu Nasıl Bildim – Sözcü Gazetesi, 6 Apr. 2017.

  • masterj2001. “Animate an Object along the z-Axis in a Sin Wave.” Blender Stack Exchange, 18 Oct. 2017. Web.