Donald Trump Cumhuriyetçi Seçmenler Aptal Diye Mi Adaylığı Kazandı?
Herkes şimdiye kadarki tahminlerin neden yanlış olduğu ve modern bir Amerikan siyasi partisinin nasıl olup da Donald Trump gibi birini aday gösterme noktasına geldiği konusunda sebepler arıyor. Jonathan Chait’e göre adaylık tahminlerinde bulunanlar bir sürü cumhuriyetçi seçmenin aptal olduğu gerçeğini kabul edemedikleri için yanıldılar.
“Her ne kadar benim cumhuriyetçi seçmenlerin zekaları konusunda başından beri çok yüksek beklentilerim olmasa da, ben bile çoğunluğun Donald Trump’ın saçmalıklarına oy verecek kadar aptal olmasına ihtimal vermezdim. Ve evet, ben Donald Trump’ı dinledikten sonra onun nitelikli ve makul bir başkan adayı olacağını düşünenlerde bir çeşit zeka geriliği olduğunu düşünüyorum. Bir sürü benim gibi düşünen cumhuriyetçinin de belirttiği gibi, Donald Trump bir üçkağıtçıdır. Ama benim zamanında fark edemediğim şey, ki bence her ne kadar şimdi aksini iddia etmeyi uygun görseler de benim gibi bir sürü insan daha bunu fark edemedi, bu kadar çok cumhuriyetçiyi kandırmanın ne kadar kolay olduğudur.”
Ben her ne kadar Trump’ın başkan olmak için gereken niteliklere sahip olmadığı ve onu aday göstermenin büyük bir hata olduğu konusunda Chait’e katılsam da, siz sahiden de Trump’ın bu zaferini toplu bir geri zekalılığa bağlayabilir misiniz? Tamam, ortada belli ki bir yanlışlık var, ama yine de bu Trump fenomenini zekayla ters orantılı bir fonksiyon olarak resmetmek yanlış olur. Cumhuriyetçi seçmenlerin geçmişte de Trumpımsı adayları seçmek için bir sürü şansı vardı (mesela Michele Bachmann, mesela Herman Cain) ama yine de geleneksel, parti içinden adaylara oy vermeyi tercih ettiler, ta ki bu yıla kadar. Ne yani Cumhuriyetçi Parti delegeleri son dört yılda aptallaştılar mı? Tabi ki hayır.
Seçimlere, özellikle de başkanlık seçimlerine, maliyet ve kazançların mantıksal olarak tartılıp çıkan sonuçlara göre karar verildiği bir süreç olarak bakmak bir hata olur. Seçmenlerin çoğunluğu devlet bürokrasisinin nasıl yönetileceğine dair politikalara veya bunların gerçeklik paylarına, mecliste nasıl politikalar izleneceğine, hatta dış ilişkilerde müttefiklerle nasıl bir ilişki yürütüleceğine dair politikalara bile bakmıyor; zaten bu alanların hepsi de Trump’ın acınası bir şekilde bihaber olduğu alanlar. Adayların bütçe önerilerini yan yana koyup da kıyaslamıyorlar, oradaki rakamlar akla mantığa yatkın mı diye bile bakmıyorlar. Bir kasabadaki belediye başkanı veya bir okul yönetim kurulu başkanından farklı olarak, bir cumhurbaşkanının günlük yaşantısıyla sıradan bir insanın günlük yaşantısı arasında uçurumlar var. Bir çoğumuz başkanlık seçimlerine çok daha soyut bakıyor. Başkanlık seçimleri insanların ülkeyle ilgili, kişilikleriyle ilgili nasıl hissettiğini yansıtıyor. Ve ne zaman ki duygular artıyor, politika geri plana atılıyor. Sanırım bir sürü insan Amerikan siyasi sisteminin temellerinin çok sağlam, değiştirilemez (hatta ironik bir şekilde belki de işlevsiz) olduğunu düşünüyor. Dolayısıyla bir tek insanın, bu başkan bile olsa, bu sisteme verebileceği zarar çok kısıtlı. Yani hiç kimse bir başkan adayına şu veya bu politikaları yürütsün diye oy vermiyor; kendisini ifade etmek için, bir mesaj vermek için, sistemle çatışmak için oy veriyor. Trump da bu eğilim en büyük örneği.
Ama - acaba gerçekten de söylememe gerek var mı - bir başkanın çabuk sinirlenmesi, bilgisi ve yürüttüğü iç ve dış politikalar aslında çok önemlidir; zaten bu yüzden Trump’ın öngörülen zaferi bir felaket getirir. Başkan Trump hep bilgiçlik taslayan ama sisteme adapte olan bir başkan olabilir. Ya da çılgınca şeyler yaparak bütün ulusu kısa veya uzun vadede riske de atabilir. Bunu şu anda bilemeyiz. Ama ikinci seçenek riski alınabilecek kadar basit değil.
Kitlesel geri zekalılığa karşı savunmasız olması demokrasinin doğasında var. Ama Amerikan siyasi sistemi ve zaman içerisinde yetişmiş bürokratlar kitlelerin en kötü tepkilerini bile filtrelemek ve yumuşatmak için var. Ama bu kez öyle yapamadılar, bu başarısızlık da Cumhuriyetçi Parti’de patlak verdi. Bunun bir sürü sebebi var; bu sebeplerin en başında da Cumhuriyetçi Parti tabanını çantada keklik sayan çıkar gruplarının oluşturduğu, şimdilerde hiç rağbet görmeyen ve 30 yıldır değişmeyen bir parti gündemi var. Eskilere dair söylemlerin veya seçim kampanyalarının yankıları artık durdu. Ve bunun sonucunda geldiğimiz nokta işte tam da burası, Trump’ın başkan adaylığı.
Kaynak: McQuaid, John. "Did Donald Trump Win The Nomination Because Republican Voters Are Dumb?" Forbes. Forbes Magazine, 12 May 2016. Web. 13 May 2016.